Daha sonraki açıklamalar bu sayfanın yaklaşık bir yıllık bir sürecin son satırları olduğunu ortaya koysa da sonuç net bir şekilde görülmekteydi. Sonraki günler karşılıklı iddialar, yalanlamalar ve Rusya’nın gerilim tırmandırma politikası ve eylemleri ile geçti.
Gerek Rusya’da iş yapan, gerekse de Türkiye’de Rus pazarı için kısmide olsa üreten müteahhit ve inşaat işçilerinin tedirginliği, bağlı oldukları kurumlar tarafından dile getirildi. Ruslar mevcut sözleşmelerin 1 Ocak 2016’ya kadar devam edeceğini ancak sonrasında yenilenmeyeceğini bildirip, tepkilerindeki söylemi birazda abartılı bir şekilde eyleme geçirdi.
1 Kasım seçimleri sonrası iniş seyrindeki konut faiz oranları ise konjonktürel etkilerin baskılamasıyla  % 1.35-- 1.45 seviyelerine kadar geldi. 
Peki; Rusya’nın Türk gayrimenkul sektörüne etkisi nedir? Bu bağlamda resmi veriler yoruma ışık tutacaktır. Rusya’nın Nisan-Eylül arası Türkiye’de konut sahibi olma verileri aylık ortalama 100-120 adet civarını aşmamıştır. Bu alımların %90’lık bölümü de Akdeniz ve Ege bölgesinde gerçekleşmiştir.  Tuik verilerine göre; Ülkemizde 2013 yılında toplam 1.157.190 adet, 2014 yılında ise 1.165.379 adet konut satışı yaşanırken, 2015 Ekim sonunda 1.148.379 adet konut satışı gerçekleşmiştir. Yani bu yılsonu itibari ile ortalama artış sağlanmış hatta ortalamanın biraz üzerine çıkılabileceği de söylenebilecektir. 
Sonuç olarak; ülkemiz kendi dinamikleri içerisinde konut satışı ile ilgili bir kriz içine bilimsel veri anlamında girmemiştir. Aylık 100-- 120 arası gerçekleşen Ruslara satış oranlarının bu istatistikte fazlaca önem arz etmediği ortadadır. Ülkemiz açısından Aralık başında açıklanan ekstra büyüme oranları da göz önüne alındığında, yaşanan gerginliğin, jeopolitik negatifliğin ve Çin’in yavaşlamasının olumsuz etkileri büyütse de toplam satış oranları çok etkilemeyecektir. 
Önemli olan ticari gayrimenkul piyasasının orta vadede vereceği tepkidir. Perakende ve toptan ticari işlemlerdeki kaydi veriler dikkatle izlenmeli ve tedbirler buna göre alınmalıdır. Bu verilerin gayrimenkul piyasasına olacak etkileri erken dönemde değerlendirilmelidir. Yeni ve güvenli piyasalar B ve C planlarında bulundurulmalıdır. 

Her dalgalı piyasanın olumlu tarafı ise, böyle bir dönemde, bu piyasada etkin ve etken rol alabilmekten geçmektedir. Siyasi, ekonomik krizler, deprem ve benzeri tabiat olayları, gayrimenkule yatırım yapan girişimcileri hep kazançlı kılmıştır. 
Gayrimenkul, ticari veya konut anlamında gelişmekte olan ülkelerde yatırımcısını memnun etme garantisini bu dönemde de vermektedir. Önemli olan şimdi yatırım yapacak cesareti ve özgüveni kendimizde görebilmektir.

Akın Uzunoğlu

Partner Gayrimenkul A.Ş.
Kurucu/Yönetici Ortak
www.partners.com.tr

11 Aralık 2015